Alfa Psikoloji Destek Merkezi

Telefon: +90 (216) 550 94 95 Telefon: +90 (342) 231 93 73
E-Posta: info@alfapsikoloji.com

Vasiyetname

Vasiyetname

Vasiyetname

 

Zengin ve bilge bir adam varmış. Bu bilgili zengin bir gün tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanmış. Bu adamın 10-11 yaşlarında bir oğlu varmış. O ülke de baba sadece erkek çocuğuna miras bırakabiliyormuş. Baba ölümünün yaklaştığını hissedince bir vasiyetname hazırlamış. Köyün yaşlılarının bu mektubu okumasını ve ona göre davranmalarını istiyormuş. Vasiyetnameyi köyün muhtarına bırakmış. Ve birkaç hafta sonra ölmüş. Adam ölünce köyün yaşlıları vasiyetnameyi açıp okumuşlar. Vasiyetname de “Mallarımdan en çok beğendiklerinizi alın, ondan sonra çocuğuma verin” yazıyormuş. Vasiyetname gün gibi açıkmış, netmiş.

Köyün yaşlılarından 5 kişi adamın mallarını kendi aralarında paylaşmışlar. Değerli olan ne varsa bölüşmüşler. Değersiz, kullanışsız üç beş parça bir şeyden başka hiçbir şey kalmamış. Bu değersiz şeyleri de kimse almak istememiş. O yüzden onları da adamın oğluna vermişler. Ama oğlu büyüdüğü, 20-25 yaşlarına geldiği zaman açılmak üzere ikinci bir mektubu da geride bırakmış zengin adam. Delikanlı büyüdüğünde bu ikinci mektubu açmış. Mektupta; “Yaşlılar tabiî ki vasiyetnameyi kendi açılarından yorumlayabilirler. Oğlum bu mektubu açıp okuduğunda yaşlılara benim kendi yorumumu anlat. Benim yorumum, benim söylemek istediğim şu: ‘En çok beğendiklerinizi alın ve sonra en çok beğendiklerinizi oğluma geri verin” yazıyormuş.

Delikanlı bu ikinci mektubu yaşlılara göstermiş. Yaşlılar daha önce o sözden bu anlamı çıkaramadıkları için zaten malları paylaşmışlardı. Zengin adamın bu yorumu karşısında aldıkları malları geri delikanlıya vermişler. Bu ikinci mektupta ayrıca “Sevgili oğlum senin alma zamanın gelmeden onların vasiyetnameyi kendi açılarından yorumlamaları iyi olur diye düşündüm. Çünkü sana yaşın gelmeden bu malları bıraksaydım bu yaşlılar onları elinden alabilirlerdi. Bıraktım ki sen o malları teslim almaya hazır olana kadar onları kendi malları gibi korusunlar” yazıyormuş. Zengin adamın düşündüğü gibi köylüler gerçektende delikanlının mallarını kendi malları gibi korumuşlar.

 

Herkes kendi malını daha iyi korur. “Komşu komşunun eşeğini türkü söyleyerek arar” demiş atalar. Devlet erkanı, memur, işçi, köylü kentli herkes milletin malını korusa, kollasa çok daha güzel günlere kavuşuruz. Ama insan bencil bir varlıktır. En çok kendini düşünür. Ama bu babanın bulduğu çözüm dahiyane.