Allah her şeyi kusursuz yaratmıştır. Bir çilekteki sanata bakın. Dışı ayrı güzel, kesiyorsunuz, içi ayrı güzel. İster yaratılma deyin, ister evrim deyin, isterseniz başka bir şey deyin ama evrende müthiş bir sanat var. Sen olduğun gibi ilahisin, sen mükemmelsin. Aynaya bakmayan milyonlarca insan var. Kendini sevmeyen, kendiyle barışık olmayan milyonlar var. Bütün bu insanlar kendilerindeki mükemmelliği, kusursuzluğu görmeyen insanlardır. Ünlü bir sanatçımız 35-40 defa bıçak altına yatmış, estetik ameliyat olmuş. Peki ne için? Sırf daha genç ve güzel gözükmek için. Aslında her ameliyat, her müdahale sendeki mükemmelliği ve kusursuzluğu bozuyor. Genç kız terapiye geliyor, bunalıma girmiş. “Hocam, burnum dik burnumdan nefret ediyorum” diyor. Bir başkası “Kulaklarım kepçe gibi” diyor. Ben de bu ergenlere “Eğer bu uzuvlarınızı beğenmiyorsanız kesin bana verin” diyorum. Hemen “Olur mu hocam?” diyorlar. Kardeşim memnun değilseniz kesin atın. Allah asla kimseyi kusurlu yaratmaz. Kusurlu denilen birisine rastlasan bile kusurluluğunun kusursuz olduğunu göreceksin.
Bokuju adında bir Zen Ustası yaşarmış. Bokuju her şeyin mükemmel ve kusursuz olduğunu sürekli öğrencilerine anlatırmış. Bir gün yaşlı ve kambur olan bir adam ayağa kalkmış. “Ya ben” demiş. “Ben bir kamburum. Bana ne diyorsun?” Bokuju şöyle demiş. “Ben hayatım boyunca böyle mükemmel bir kambur görmedim”
Aslında kamburumuz dahi mükemmel. Kepçe kulağımız, çarpık dişimiz, şaşı gözümüz bile mükemmel… Bu durumu ancak mükemmelliğinin farkına varanlar idrak edebilir. Kekemeysen bu da mükemmel. Hiç kimse senin gibi mükemmel kekeleyemez. Kendini olduğun gibi kabul ettiğinde ve kendini sevdiğinde mutluluk ve huzur kapılarının ardına kadar açıldığını göreceksin. Sadece ne kadar kusursuz ve mükemmel olduğunu görmeye çalış.